14 Nisan 2013 Pazar

Güncüm geldi:))) Onunla birlikte Moskova'yı fethediyoruzzz!!! 1. gün notları: Kızıl Meydan

Eveeett nihayet ilk misafirim Güncüm 8 Mart vesilesi ile atladı uçağa geldi Moskova'ya:)))

Tren istasyonundan koşar adım Kızıl Meydan' a atıyoruz kendimizi. Gün fotoğraf çekmeye çalışırken ben de bir yandan haydi geç kalıyoruz diyip duruyordum. St. Vasili katedralinin girişini yakalamamız gerekiyordu. Unutmayın genelde burada çoğunlukla müze ve kiliselerin girişleri 17:00 ye kadar.

Kızıl Meydan girişi-Diriliş Kapısı
by Gün İrigül

Bu katedral gerçekten masal gibi.. 1561 yılında yapımı tamamlanan katedralin tasarımı mimar Posnik Yakovlev' e atfedilmiş. Halk arasında Korkunç Ivan'ın bu yapıdan çok etkilendiği ve mimarı, bu yapının benzeri bir yapıyı tekrar yapamaması için kör ettiği söyleniyor. Katedralın hemen dibinde durun ve yukarı bakın, görüntü sizi büyüleyecek...


St. Vasili by Gün İrigül

St. Vasili by Gün İrigül





















Katedralden çıkıp ısınmak için meşhur alışveriş merkezi GUM'a giriyoruz. Oldukça pahalı markaların yer aldığı alışveriş merkezini genelde müze olarak geziyorum:) İçinde bir koridoru boydan boya kaplayan bir market var var gezmeye değer...Dondurma almaya kalktığımı gören Gün, deli misin sen yorumundan sonra ( dışarısı -18 derece ) hadi bir tadyıyım diyor ve biz ikinci dondurmamızı alıyoruz:)) arkasından çocukluğumuza doyamayıp pamuk şekerlere saldırıyoruz. Ağzım, burnum, parmaklarım yapış yapış insanların şaşkın bakışları içerisinde afiyetle pamuk şekerimi bitiyorum. Bu arada bugün kadınlar günü, bu nedenle heryer çiçek dolu. İçerideki çiçekçide mimozaları görünce kendimden geçiyor ve Büyük Ada hasreti çekiyorumm...



 
Muhteşemm Mimozalar
by Gün İrigül
Dondurmalarla ısındıktan!! sonra tekrar yürümeye hazırız, atıyoruz kendimizi meydana. Aslında Lenin'in Mozolesi'ni görmek istiyordukancak tadilatta olduğu için göremedik. Tadilat Nisan ayında bitecek dendi keza 2014 Nisan' a da uzayabilirmiş:)...Meydana kışın kurulan bir buz pateni sahası var. İlk defa burayı görünce buz pateni yapamadığıma üzüldüm, özellikle yaklaşık 80 yaşlarında bir ninemin bir sağa bir sola gidiş gelişini gördükten sonra hayran kalmamak mümkün değil..

by Gün İrigül


Diriliş kapısından çıkıp sola doğru yürüyüyerek Alexander Bahçeleri' ne girebilirsiniz. Kapı girişinin hemen sol tarafında, sarayın önünde askerler nöbet tutuyor ve askerlerin her saat başı nöbet değişim merasimleri oluyor. Ne kadar sürede değiştiğini her ne kadar önceden bilmiyor olsak da şanslıydık ve bu anı yakaladık:) Çok hoş, görülmeye değer özellikle saat başlarında buralardaysanız mutlaka görün.



Bu keyifli nöbet değişiminin ardından yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bu yazımda Kremlin Sarayı'ndan bahsetmeyeceğim çünkü henüz içini gezmedim:) Misafirlerimi bekliyorum gelenlerle gezip onu tamamıyle ayrı bir yazıda anlatıyor olacağım:)



Saatler geçtikçe havanın soğukluğu artıyor, biz de üşüyüp ne olduğunu bilemediğimiz, ancak yapısını çok beğendiğimiz ve içeride sergi olduğunu fark ettiğimiz bir binaya giriyoruz. Sonradan adının Manej olduğunu öğrendiğimiz binada eski Rus Arabaları ve Moda fotoğrafları sergisi vardı.

Manej, 1817 yılında resmi geçit alanı olarak yapılmış. Binanın özelliği 45 m enindeki çatısının sütunlarla desteklenmiyor oluşu.


Hiç planda yokken Manej'i de gezip öğrenmenin mutluluğuyla evimize doğru yürüyoruz. Yolda şarabımızı, somonumuzu aldıktan sonra keyifli bir akşam yemeği bizi bekliyorrr:)) İyi ki geldin Gün'cümm tekrar çok teşekkürler bu keyifli haftasonu için:))

Evimde ilk yatılı misafirimle ilk akşam yemeğim:P

Vee bugünü bitirip uykuya dalıyoruz...Yorulduk ama değdi. Yarın ise büyük gün. Sabah erkenden kalkıp Nazım'ı ziyarete gideceğiz:)) Çok heyecanlıyız, biraz da hüzünlü...

Hepinize iyi geceler...

Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder